Kurucusunun Kaleminden;
Çiftlik Kuruluşu & Hikâyesi

Aileme ait tarım alanlarına kurumsal bir çiftlik işletmesi yapısı kazandırma işi bana verildiğinde; Henüz genç ve tarım hakkında çok tecrübesizdim ama mezun olduğum Eğitim Enstitüsünden aldığım öğrenme ve öğretme eğitimim ile üretme isteğime güvendim. 1995 yılında Gürsel Tonbul Çiftlik İşletmesi kuruldu ve benim hayatımda da dönüşüm başlamış oldu. Kısa sürede toprak, su, bitki, hayvan, besin, yaşam yani yerleşik tarımın (çiftçilik ve besin) insan hayatındaki önem ve değerini fark ettim. Genetik hafızam ve çocukluk yıllarımdan bu yana büyükanne ve büyükbabalarımın bana aktardığı bilgi seçtiğim yolda ilk rehberim oldu. Hiç tarım eğitimi almamıştım. İlk birkaç yılda, topraklarımızda uygulanmakta olan tarım modelinde sadece toprağa değil kendimize de zarar verdiğimizi üzülerek ve çaresizce izledim. Bu arada alternatif tarım modellerini araştırdım. Karşıma ‘Organik tarım’ çıktı. Bir gecede ve tek başıma değişim, organik tarım uygulamalarına geçiş kararı verdim. İlk 5 yıl çok zor ve meşakkatli oldu. Tüm çevrem; çalışanlarım, ailem, arkadaşlarım, toprak, bitkiler, ağaçlar, bağlar, bahçeler bu geçişe karşı duruyorlardı. Dönüşüm sancılı ve zorlu oldu ama vazgeçmeyi aklımdan hiç geçirmedim.

‘Organik tarım’ başından (tohumdan) sonuna kadar (tüketiciye ulaşan son ürün) üretimi ulusal ve uluslararası koşul ve kurallarla tanımlanarak çerçevelenmiş, her aşaması kayıtlı ve kontrollü, üretim & tüketim dengeleri ve sürdürülebilirlik ilkesi üzerine kurgulanmış, yaşayan tüm canlılarla doğanın düzenine saygılı, yaşamın adil sürdürülebilirliğine, İnsan & Hayvan & Bitki dostluğuna en yakın alternatif bir tarım modelidir. Buna yürekten inandım. Bu inanç ve kararlılıkla geçen zor yılların meyveleri başarı sonuçlar verdikçe cesaret ve güvenim arttı. 2000 yılında Çiftlik İşletmesi sertifikalı organik tarıma başladı ve o günden bu yana hiç kesintisiz ve %100 organik üretim yapılmaktadır. 2014 yılında,  kardeş işletmeler olan ancak o zamana kadar ayrı isimler altında çalışan çiftlik işletmeleri   ile Değirmen işletmelerini birleştirme kararı alınarak; 2015 yılı başından itibaren tüm işletmelerimiz ‘Değirmen Eko yatırım AŞ’ olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

İşletmenin arazi varlığı 2000 da. kadar. Çoğunluğu yağlık, bir kısmı sofralık zeytin olmak üzere arazilerin 1/3 ü zeytinlik. 150 da. alan üzüm bağlarına ayrılmış. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında yemyeşil bağ örtüsü uzanıyor çevrenizde. Meyve bahçelerinde başta narenciye çeşitleri, şeftali, erik, kayısı, ayva, nar, incir, böğürtlen, badem, ceviz çoğunlukta olmakla birlikte, Ege coğrafyasında yetişebilen tüm meyve çeşitlerinden yetiştirilebiliyor. Tarlalarda mevsimine göre çok çeşitli sebzeler ve tahıl üretimi yapılıyor.

Organik tarımın olmazsa olmazı hayvancılıktır. İşletmemizde hastalıklardan arî sürü sertifikalı büyük baş et ve süt hayvancılığı yapılmakta ve menşei Sakız adası olarak bilinen, ülkemizdeki gen kaynağı Çeşme olan, ticari değeri yeterli görülmediği için üretimi dar bölgede meraklısına kalmış Sakız kuzularından üretilmiş bir küçükbaş sürüsü de işletmenin ihtiyacını öz kaynaklardan temin etmek üzere beslenmektedir. Süt ve et çiftlik için önemli bir üretim ise de hayvancılık işletmesi organik tarımın en değerli girdisi olan katı ve sıvı gübre yani toprağımızın besin kaynağıdır. Serbest gezen ve doğal üreyen kümes hayvanları da yetiştiriyoruz. Hara’da binicilik amaçlı cins atların yanında çocuklar için Ponyler,  Eşekler, Develer, daha pek çok çiftlik hayvanı da besleniyor işletmede. Küçük gölette serbest yüzen kuğular, kazlar ve ördekler işletmenin rengi süsü, hem çocukların eğlencesi oluyorlar hem de bitki & insan & hayvan dostluğunun kurduğu doğal denge ile ortak yarar üzerine sürdürülebilir yaşamın paydaşları.

Çiftliğimizde yetiştirdiğimiz taze meyve, sebzeye artı katma değer yaratmak için mamul ürün üretimi yapılan bir imalathanemiz var. Organik sertifikalı, üretim izinli, en önemlisi ise geleneksel üretim biçimlerinin kullanıldığı imalathanede sadece çiftliğin kadınları çalışıyor. Ürünlerimizin markası YERLİM. Bizim çocukluğumuzda çok değer verilen Yerli malı haftalarının coşkularından esinlenerek markamızın adını YERLİM koyduk. Logosu, hasat sonrası şükür dansı yapan çiftçileri betimliyor. İmalathanemizdeki üretimin temel felsefesi, bizden önceki nesillerden aktarılan kadim  gıda üretimi bilgisini toplamak, günümüz sağlık kurallarının gerektirdiği fiziksel koşullarla buluşturmak ve bizden sonraki kuşaklara bu bilgiyi biriktirmek, paylaşmak üzerine kuruludur.

“Gıdanız ilacınız, İlacınız gıdanız olsun”

Bu hedefi, beslenmenin temel ilkesi olarak sayıyor, bilge köylü kadınlardan aldığımız bilgi ile üretim yapıyoruz. Organik olmanın yanı sıra besin değeri, lezzet, yerellik bizim için çok önemli. Çok zor ve emeği yoğun bir iş yapıyor; yaptığımız işi önemsiyor ve ürünlerimizi ilaç kadar değerli besinler olarak görüyoruz.

Son beş yıldır etkilerini şiddetle hissetmeye başladığımız Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri bizi alternatif kapalı alan tarımı olan seracılığa yönlendirdi. Serada organik üretim oldukça zor ve yüksek maliyetli, düşük verim ve zararlı mücadelesinde yaşanan güçlükler çok zorlayıcı olsa da kış ve yaz aylarında açık tarla tarımında yaşanan kayıpları, ilkbahar ve sonbahar aylarında serada üretimle gidermeye çalışıyoruz. Elde ettiğimiz başarılı sonuçlar bize cesaret veriyor ve çalışmalarımızı büyütmeye yönelik projeler geliştiriyoruz.

Çiftlik işletmesi ile birlikte aynı yıl, organik üretim ve tüketim felsefesinin yaşandığı çiftliğin dışa vuran yüzü, bir numaralı tüketicisi, buzdağının suyun üzerindeki görünen kısmı olması ülküsü ile Değirmen işletmeleri de kuruldu. Değirmen Restoran ve içerisindeki diğer hizmet birimlerinde Ege kültürünün ağırlığını hissedersiniz. Ardındaki çiftliğin organik ürünleri, taş fırın köy ekmeği ve özellikle kendi yağhanesinde geleneksel taş baskı üretim modelini yaşatarak üretimi yapılan zeytinyağı ile yıllardır bölgesindeki lezzet yarışında ön sıralarda olmakla birlikte, asıl varlık sebebi içinde yer aldığı geniş bahçede doğayla buluşmaya özlem duyan insanlara huzurlu zaman geçirebilecekleri, ruhlarını dinlendirebilecekleri bir ortam sunmaktır.

Zeytin ağacı, zeytin ve zeytinyağına duyulan saygı ve sevgi ile bir sosyal sorumluluk projesi olarak, zeytin ve zeytinyağının Anadolu’da bilinen tarihini gelecek nesillere aktarmak üzere, “OLEATRIUM Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesi” kuruldu. Oleatrium; Olea ve Atrium kelimelerinin birleşerek oluşturduğu zeytine ait geniş alan anlamına geliyor. 

Değirmen Eko Yatırım A.Ş. Kurucu Başkan
Gürsel Tonbul